Hayvan Özgürleşmesi ve Sosyal Devrim, Brian A. Dominick : 2, Giriş

Giriş: Veganarşistler

Belli bir süredir, hayvan özgürleşmesi ve onun adına mücadele veren eylemciler ateşli bir söylem ve çalışmaya bulaşmış durumdalar. Hayvan özgürleşme teorisi ve eylemciliği, ana akım Sol tarafından nadiren kabul görülüp, ciddiye alınsa da, pek çok anarşist bunların meşruluğunu, yalnızca haklı bir dava olarak değil, aynı zamanda radikal kuram ve devrimci pratiğin vazgeçilmez temel parçaları olarak kabul etmeye başladılar. Kendilerini anarşist olarak adlandıran insanların çoğunluğu hayvan özgürleşmesini ve bunun ortaya koyduğu hayat biçimini -veganlığı- kabul etmemiş de olsa da, artan sayıda genç anarşist ekolojik ve hayvanları dışlamayan yaklaşımları genel uygulamalarının (praxis) bir parçası olarak benimsemektedirler[1].

Benzer şekilde, pekçok vegan ve hayvan özgürlükçüsü de, anarşist düşünceden ve onun zengin geleneğinden etkileniyorlar. Bu, bazı hayvan özgürleşmesi eylemcilerinde, yanlızca insan harici hayvanlara değil onların insan savunucularına karşı olan savaşının yoğunluğunu gittikçe arttıran devletçi, kapitalist, cinsiyetçi, ırkçı ve yaşı öne çıkaran Sisteme karşı giderek artan bir düşmanlık olarak kendini gösteriyor. Görece yeni bir topluluk olan hayvan özgürlükçüleri, hızla modern toplum dediğimiz karşılarındaki türcü makineyi besleyen toplam gücü algılıyorlar. Bu farkındalık arttıkça, hayvan özgürlükçüleri ve onların daha sosyal yönelimli emsalleri olan anarşistler arasındaki etkileşim de artacaktır.

Bir zamanlar birbirinden tümüyle ayrı olduğunu düşündüğümüz mücadelelerimizin ortak noktalarını ve birbirlerine olan bağlantılarını farkettikçe, özgürleşme ve devrimden ne kastettiğimizi de daha iyi anlayacağız.

Bu uzun vadeli vizyonun ötesinde, anarşistler ve hayvan özgürlükçüleri ortak bir stratejik yöntemi de paylaşırlar. Herkes için konuştuğumu iddia etmeden şunu söyleyeceğim, gerçek anarşist ve hayvan özgürlükçüleri olarak kabul ettiğim insanlar, vizyonumuzun kabulu için etkili olan her yolu denemeyi kabul ederler. Hakkımızdaki ana akım algının tersine, manasız yıkım ve şiddetin istediğimiz sonuca ulaşmayacağını bilen insanlarız. Ama amaçları reformlarla sınırlı olan liberaller ve ilericilerin aksine, gerçek değişimin yalnızca baskıcı toplumun yaratıcı dönüşümüne ek olarak yıkıcı güç de kullanılmasıyla mümkün olabileceğini biliyoruz. İstediğimiz kadar yeni şeyler yaratabiliriz, ve mümkün olduğunca da pro-aktif olmalıyız. Ama aynı zamanda, ancak var olanı yıkarak yeni şeyler yapmak için yer açabileceğimizi de biliyoruz.

Ben Veganım çünkü hayvanlara merhamet duyuyorum; Onları tıpkı insanlar gibi kıymetli varlıklar olarak görüyorum. Ben bir anarşistim çünkü insanlara da aynı merhameti duyuyorum, ve uzlaşıcı bakış açıları, yarım yamalak stratejiler ve satılmış ideallerle yetinmeyi reddediyorum. Bir radikal olarak, hayvan ve insan özgürleşmesine yaklaşımım tavizsiz: herkes için tam özgürlük, yoksa…

Bu makalede, sosyal değişimi hedefleyen her yaklaşımın, yalnızca sosyal ilişkilerin değil, insanların, insan dışı hayvanlar da dahil doğayla ilişkisini de anlamayı da kapsamak zorunda olduğunu göstermeyi amaçlıyorum. Aynı zamanda da neden hayvan özgürlüğü için, sosyal devrim gayretini derinlemesine anlamayan ve içselleştirmeyen bir yaklaşımın, mümkün olmadığını göstermeyi umuyorum. Hepimiz “veganarşistler” olmalıyız yani bir nevi.

Bazı hayvan hakları savunucuları hayvan haklarının tanınmasının kürtaja karşı olmak anlamına geldiğini düşünüyorlar. Hiçbirşey gerçekten bu kadar uzak olamaz. Kürtaj, toplumda başka hiçbir yerde karşılaşılmayan eşsiz bir ahlaki problem sunuyor. Doğmamış bebek, hakları olan bir kişi olarak bile kabul edilse, gerçek şu ki bu ikincil hak sahibi, birincil bir başka hak sahibinin vücudu içinde yaşamakta – yani annenin. Hamileliği sonlandırma kararını ya anneye bırakacağız, ya da kendisi hamile kalamayan beyaz erkek bir yasa koyucu veya hakime. Ataerkil toplumumuzda sahip olduğumuz seçenekler sadece bunlar. Bizim bakışımızda, baskıya karşı çıkmak, bizim seçenek hakkını savunmamız anlamına gelmektedir.

—Anna E. Charlton, Sue Coe & Gary Francione “Amerikan Solu Hayvan Haklarını Desteklemeli: Bir Manifesto”

Leave a comment